loading.gif
mobile-banner-bg

İL DANIŞMA MECLİSİ

...
17 Ocak 2016 - Pazar

Başbakanımız, İstanbul Teşkilatıyla Buluştu

Genel Başkanımız ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, AK Parti İstanbul Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısında İstanbul teşkilatımızla buluştu.

Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen Danışma Meclisimize İl Başkanımız Dr. Selim Temurci’nin yanı sıra, Genel Başkan Yardımcılarımız, Bakanlarımız, Milletvekillerimiz, İl Yürütme ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz, İBB Başkanımız Kadir Topbaş, İlçe Başkanlarımız, Belediye Başkanlarımız, Meclis Üyelerimiz ve teşkilatımızın her kademesinden çok sayıda partilimiz katıldı.

Divan Başkanlığını İl Teşkilat Başkanımız Celal Erdoğan’ın yaptığı İl Danışma Meclisi Toplantımızın açılış konuşmasını yapan İl Başkanımız Dr. Selim Temurci, arka arkaya yaşanan seçimlerin getirdiği yoğun bir çalışma dönemi yaşadıklarını belirterek, “Bugün bu seçimlerin ardından bütün teşkilatımızla bir aradayız. Yoğun programına rağmen İstanbul teşkilatıyla birlikte olmak için aramızda bulunan ve bizleri onurlandıran Genel Başkanımız ve Başbakanımız Sayın Ahmet Davutoğlu’na şükranlarımı sunuyorum.” dedi.

1 Kasım’da Çok Büyük Bir Zafere İmza Attık

İl Başkanımız, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türk demokrasi tarihinde yaşanmayanları birlikte yaşadık. 7 Haziran’da bir seçim yaşadık. Adeta sayılmayan bir seçimdi. 7 Haziran gecesi İl Başkanlığımızın önüne gelerek, ‘Sayın Başkan, ne olur koalisyon olmasın, tekrar seçim olsun’ diyen, gözyaşları döken kardeşlerimizin duası milletimizin basireti ile birleşince, 1 Kasım’da çok büyük bir zafere imza atmış olduk. Bugün burada, başta Başbakanımız olmak üzere bu zaferin mimarlarıyla, teşkilatımızın her kademesinde görev alan kardeşlerimizle birlikteyiz. Geçen 9 ay içerisinde 2 seçim, 4 Büyük İstanbul Mitingi, onlarca ilçe mitingi ve binlerce faaliyete imza atan yüz binlerce kardeşime teşekkür ediyorum. İstanbul’da kapı kapı dolaşan, siyasetin nezaketini gönüllere taşıyan Kadın Kollarımıza, bitmez tükenmez enerjileriyle bizleri motive eden Gençlik Kollarımıza, bütün milletvekili adaylarımıza, ilçe başkanlarımıza, belediye başkanlarımıza, AK Parti’nin mahallelerdeki cengaverleri olan mahalle başkanlarıma emekleri için şükranlarımı sunuyorum.”

AK Parti Kazandı, Millet Kazandı

7 Haziran ile 1 Kasım arasında yaşananları değerlendiren ve muhalefetin durumunu eleştiren İl Başkanımız, şu ifadeleri kullandı: “Her şey milletin gözü önünde oldu. Millet, bizi de, onları da gördü ve hükmünü verdi. Bozguncular, bloklaştırmacılar, hayırcılar ve hendekçiler kaybetti çok şükür. ‘Millet kazanacaksa kaybetmeye razıyız’ diyen AK Parti kazandı, millet kazandı. Maalesef AK Parti’nin seçim zaferinden de bir ders çıkarmadılar. Ana muhalefet partisi milletvekili oldular ama kendi ülkelerine DAEŞ destekçisi diye iftira atmaya devam ettiler. Kimi her anlamda Türkiye ile mücadele yürüten bir ülkenin kapısında onur aradı, kimi ise ‘eğer bu ülke bir başka ülke ile savaşırsa, ben onun yanında olurum’ dedi. Camilerimizi kundakladılar, minarelerimizi kurşunladılar. Bu millet, aydın olduğunu söyleyen karanlık beyinlerin ihanetini de gördü.”

2019 Seçimlerine Doğru Yürüyeceğiz

İl Başkanımız, sözlerine şöyle devam etti: “Yaşadığımız şehir, liderlerimiz ve mazimiz itibarıyla şanslıyız. Bu kadar şans içerisinde, başarmamız gereken çok şey var. Zaman hızla akıyor. Seçimlerin adından 2 ay geçti. Bütün teşkilatımızla teşekkür buluşmalarında, danışma meclislerinde bir araya geldik. Sevinçlerimizi paylaşarak çoğalttık. 1 Kasım seçimi, zaferler arasına yazılmış ve sevinç faslı bitmiştir. Her menzil yeni bir başlangıçtır. İstanbul teşkilatları olarak, bu toplantıdan sonra hep birlikte 2019 seçimlerine doğru yürüyeceğiz. İstanbul’daki Eylem Planımızı 4 ana başlıkta taslak olarak hazırladık. Birincisi teşkilat çalışmalarımızın performans ve uyum odaklı olarak sürdürülmesi. İkincisi, insan ve hizmet odaklı siyasal iletişim ve halkla ilişkiler. Önümüzdeki dönemde en çok üzerinde duracağımız konulardan biri teşkilat mensuplarımızın eğitimi. Son madde ise, İstanbul’a özgü sorunlar ve çözüme yönelik takipler.”

Kader Birliği Yaptık

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş, toplantıda bir konuşma yaptı. Türkiye’nin yeniden ayağa kalktığını ve dünyada ezber bozan bir ülkeye dönüştüğünü ifade eden Topbaş, “Bu süreçte, AK Parti ailesi olarak hep beraber Türkiye’nin yönetimini omuzladık, kader birliği yaptık. 2023, 2071 dedik, arkası da gelecek dedik ve buna inanıyorduk. Çünkü bizim genlerimizde bu var. İmparatorluklar kurmuş bir milletin evlatlarıyız. Geçtiğimiz günlerde İstanbul’da dramatik bir olay yaşadık. Bu insanlığa atılmış bir bombaydı. Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, yüzlerce STK, turistler olay yerine çiçekler bıraktılar. Duygularını gösterdiler, teröre karşı duruşumuz nettir dediler. Diğer taraftan bazı kesimler hala terörü destekleyen beyanlarda bulunuyorlar. İstanbul, Türkiye’nin kalbi, ekonominin merkezidir. Bizim medeniyetimizin izlerini taşıyan ve geçmişte olduğu gibi dünyanın hayran olduğu bir İstanbul’u ortaya çıkarmak bizim en büyük görevimiz.

Genel Başkanımız ve Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, İl Danışma Meclisi Toplantımızda İstanbul teşkilatımıza seslendi. Bütün teşkilat mensuplarımıza seçim sürecinde gösterdikleri üstün çabalar için teşekkür eden Başbakanımız, konuşmasında Türkiye ve dünya gündemindeki olayları değerlendirdi.

Kılıçdaroğlu'nun Başarısızlığını Örtme Girişimi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili açıklamalarına ilişkin görüşlerini açıklayan Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, “Eğer biraz sorumluluk sahibi olunsaydı, şayet biraz basiret sahibi olunsaydı, koltuğu korumak adına böyle seviyesiz bir üsluba yönelmezlerdi. Gördüğünüz gibi onlar kendi kongrelerinde sadece itham ve hakaretle konuşurken, bizim teşkilatımız bu günlerde gelecek aydınlık günlerin çağrısında bulunuyor. Sayın Kılıçdardoğlu'nun derdi Türkiye'yi daha iyiye taşımak olsaydı, kongresinde önce bir öz eleştiri yapar, sonra da Türkiye için iktidar olma perspektifini ortaya koyardı, partisine bir vizyon çizerdi. Türkiye'yi ve partisini geleceğe taşıyacak, ideallerden bahsederdi. Bunlardan bahsedemediği için hakaret yolunu seçerek, yoluna devam etmek istiyor. 7 Haziran'da, 1 Kasım'da ve daha önce girmiş olduğu seçimlerde başarısız olan bir genel başkanın, Sayın Kılıçdaroğlu'nun başarısızlığını örtme girişimi, kendisi açısından böyle yollara tevessül etmesine yol açabilir ama kendisine tavsiyem bu yollar hiçbir hayra onu ulaştırmaz. Partisinin kongresinde, bu ülkenin en yüce makamına Cumhurbaşkanlığı makamına hakaret etmek ona hiçbir şey kazandırmaz." dedi.

Cumhurbaşkanımızın Sığındığı Tek Merci Milli İrade

Bir genel başkan için en büyük gücün ve desteğin böyle bir teşkilata sahip olmak olduğunu söyleyen Başbakanımız Davutoğlu, şunları söyledi: “Maşallah, heyecanı hiç bitmeyen teşkilatımız için Allah'a hamd ediyorum. Bir tarafta girdiği her seçimi kaybeden Kılıçdaroğlu, diğer tarafta 1994'den bu yana girdiği her seçimi kazanan Cumhurbaşkanımız ve Cumhurbaşkanımızın sığındığı tek merci milli irade. Güvendiği tek adres aziz milletimiz. Bugün ona diktatör benzetmesi yapan zihniyet, şiir okuduğu için hapse attırdı, o millete gitti. 367 garabeti yaşandığında Sayın Cumhurbaşkanımız hiçbir hesap kitap gözetmedi, 'Buyurun millete gidelim' dedi. 2010 referandumunda darbe yasalarının değiştirilmesine izin vermeyenlere karşı, 'Buyurun halka gidelim' dedi. Gezi ve 17-25 Aralık kumpaslarından sonra 'Eğer haklıysanız buyurun milletin huzuruna çıkalım' dedi. AK Parti kadroları hep milletin huzurunda, millete hesap verdi, başka hiçbir merciye hesap vermedi. 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tüm siyasi partiler, lobiler paralel çeteler, medya grupları birleştiler, çatı aday çıkardılar. AK Parti kadroları Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte sadece millete gitti. biz 'Allah'a güveniyoruz ve son sözü millete bırakıyoruz' dedik ve yüzde 52 oyla da Sayın Cumhurbaşkanımız doğrudan halk oyuyla seçilen ilk Cumhurbaşkanı olma unvanını kazandı. Siyasi hayatının tamamında ve yaşanan her krizde 'Buyurun milletin huzuruna çıkalım, demokrasi sandıktır, yani millet iradesidir' diyen bir siyasi lidere diktatör demek sadece ve sadece kendini aldatmaktır.”

Vatan Sağ Olsun

Çınar'da şehit olan Mehmet Şenol Çiftçi'nin babası Ali İhsan Çiftçi'yi taziyelerini iletmek için telefonla aradığını anlatan Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, şunları kaydetti: “Dün şehidimizin babası, yani o olayda hem oğlunu hem torununu kaybeden, gelini hastanede olan yiğit bir insanı, Ali İhsan Bey'i telefonla aradım, taziyelerimi ilettim. Zannedersiniz ki ve o beklentiyle telefonu açtım, sesinde titreme olacak, ağlayan bir baba olarak, dede, kayınpeder olarak ağlayan bir ses duyacağım. Hayır. Telefonun karşısında İhsan Bey, yiğitçe, gür bir sesle şunu söyledi, 'Sayın Başbakanımız, biz size inanıyoruz, bu hainlerin üstüne gidiniz. Bu vatan için, millet için, oğlumu, torunumu şehit verdim ama her türlü fedakarlığa hazırız' dedi. Ben buradan Ali İhsan Bey'i ve bütün şehit babalarını, şehit analarını en yüce dualarla, şükranlarla anıyorum, hepsini selamlıyorum. Yine hain saldırıda şehit verdiğimiz Yalçın Yamaner'in eşi Hacer Hanım'la görüştük. Zannedersiniz ki eşini toprağa vermiş o olan bu Hacer Hanım, bu yiğit Anadolu kadını, ürkek bir sesle konuşacak. Aynı yiğit sesi, bu sefer bir Anadolu kadınının dilinden dökülen o yiğit, gür sesi emin olun bütün milletim adına yüreğim titreyerek dinledim. O da aynı şeyi söylüyordu. 'Biz bu millet için, bu ülke için her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız'. Bütün şehit eşlerini, bütün şehit çocuklarını AK Parti kadroları ve aziz milletimiz adına selamlıyorum. İnanın şehitlerimizin yakınlığında gördüğüm vakar, gurur, bir şehit ailesi olmasının bilinciyle kullandıkları cümleleri burada tarif etmem, o anda hissettiklerimi size anlatabilmem mümkün değil. Hepsinin ağzından tek bir cümle dökülüyordu, 'Vatan sağ olsun'."

Terörün Nasıl Bir Bela Olduğunu Gayet İyi Biliyoruz

Başbakanımız Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu aziz ülkede bugüne kadar nasıl el ele, gönül gönüle yaşadıysak yine öyle devam edeceğiz. Türkiye uzun yıllardır, terörle mücadele eden bir ülke. Yıllardır terör gerçeğiyle beraber yaşıyoruz ve terörizmin insanlığa nasıl bir maliyet çıkardığının da bilincinde olan bir toplumuz. İnsanlarımız terör sebebiyle çok ağır bedeller ödedi, çok acılar çekti. Dolayısıyla terörün nasıl bir bela olduğunu, nelere yol açtığını biz gayet iyi biliyoruz. Bu ağır tecrübelerden geçtiğimiz için biz terörün her türlüsünün insanlık suçu olduğunu, insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu her zaman, her zeminde ifade ettik, ediyoruz. Sadece son bir yıl içerisinde dünyada yaşanan saldırıların bile terörün iyisinin, kötüsünün olmayacağını bütün insanlığa öğretmiş olması gerekir. Düne kadar terörün kanlı yüzüyle çok sık karşılaşmayan yönetimler bu konuda maalesef yeterli, kararlı bilinci gösteremiyorlar. Londra, Madrid ve Paris saldırılarından sonra özellikle batı kamuoylarında da teröre karşı bir bilinç oluşmaya başladı. Ancak ne yazık ki teröre bütüncül ve net bir bakış açısı geliştirilebilmiş değil. Hala 'Senin teröristin iyi, benim teröristim kötü' zihniyeti tam olarak ortadan kalkmış değil.”

Bu Mücadele Sürecek

İdeolojik olarak birbirleriyle hiç bir arada düşünülemeyecek örgütlerin, amaç kan dökmek olunca omuz omuza verip, birlikte saldırabildiklerine dikkat çeken Başbakanımız, “Kaos oluşturmak için alçakça bir araya gelebiliyorlar. Can almak için ittifak yapabiliyorlar. Biz 7 Haziran sonrasında bunu çok net gördük, yaşadık. Hükümet kurma noktasında yaşanan geçici belirsizlik halini fırsat bilen 'tam da hastalıklı bir vücut oluştu, şimdi saldırmanın vaktidir' diyen virüsler, üç terör örgütü aynı anda ülkemize, milletimize saldırıya geçti. DAEŞ, PKK ve DHKP/C ve onlara bağlı yapıların art arda gerçekleştirdiği saldırıları hep beraber gördük, yaşadık. O noktada şu terör örgütü, bu terör örgütü diye bir ayrıma gitmedik, bütün terör odaklarına eş zamanlı operasyonlar başlattık. Bugün de bu operasyonlar devam ediyor. Şunu ifade ediyorum, 23 Temmuz'da aldığımız karar geçici bir karar değildi. 23 Temmuz'da bütün güvenlik birimlerimize, Türkiye'nin her dağını, her vadisini, şehrini, ilçesini, köyünü, her sokağını temizleyeceksiniz talimatı verdik. Bu talimat o gün olduğu gibi bugün de geçerlidir. Hiç bir baskı, hiç bir itham bizi bu topraklardaki terör tehdidi ortadan kalkıncaya kadar mücadele etme azmimizden geri çeviremez. Terörün sonu gelinceye kadar kararlılıkla bu mücadele sürecek. Hiçbir ülkenin doğrudan kendini hedef almadığı için bazı terörist örgütlere tavizkar davranmak gibi bir hakkı yoktur. Geleceğin dünyasında bugünkü bu olumsuz ve acı manzaralara şahit olmak istemiyorsak, bütün bir insanlık olarak omuz omuza vermek ve terör

Biz Eleştiriden Korkmayız

Başbakanımız Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hükümet, her uygulaması gibi terörle ilgili operasyonlarda her türlü hakkaniyetli eleştiriye açıktır. Biz eleştiriden korkmayız, çekinmeyiz, eleştiriyi de yasaklamayız, sınırlamayız. Ancak teröristi hoş gören ya da yaptıklarını görmezden gelen, buna karşılık terörle mücadele eden hükümeti ve güvenlik görevlilerini mahkum eden yaklaşımları asla kabul edemeyiz. Bu yaklaşımlar iyi niyetle yapılan eleştiriler bağlamına sokulamayacağı gibi hak ve hukuk arayışı bağlamına da sokulamaz. Mesnetsiz, hakkaniyetsiz ve art niyetli bu yaklaşımlar, terörün ekmeğine yağ sürmekten, teröre meşruiyet sağlamaktan, terör örgütünü cesaretlendirmekten, sivil vatandaşlarımızın huzur ve emniyet talebini sekteye uğratmaktan başka bir amaca matuf değildir. Bu en başta canını feda etmeyi göze alarak terör örgütlerine karşı geceli gündüzlü mücadele eden vatan evlatlarına büyük bir haksızlıktır.”

Bu Bildiriden İmzalarınızı Çekiniz

Bir grup akademisyen tarafından imzalanarak yayınlanan bildiriye değinen Başbakanımız Ahmet Davutoğlu, şunları söyledi: “Üç gündür tekrar tekrar sorular sorarak kendilerine hitap ediyorum ve bir kez daha diyorum; doğrusu bu girişimde bir iyi niyetin, akademik bir hassasiyetin, yapıcı bir eleştirinin, demokratik bir perspektifin varlığından da bahsetmek mümkün değildir. Geliniz, erdem, irfan, ilim ışığında bu bildiriyi bir kez daha okuyunuz. Gerçeklikten kopmuş olan bu bildiriden imzalarınızı çekiniz. Atacağınız bu adım, bundan sonra söyleyeceğiniz sözleri değerli kılacaktır. Ama böyle bir adım atmazsanız, bir yaşındaki Ecrin, Efe ve diğer çocukların cansız bedenleri yerde yatarken terör örgütüne destek veren, terör örgütünü yok sayan böyle bir bildiriden imzanızı çekmezseniz, hayatınız boyunca söyleyeceğiniz her akademik söz şüpheyle karşılanacaktır. Sizler her şeyden önce o çocuk bedenlerini zihninizde bir an tahayyül ediniz ve ondan sonra bir kez daha o bildiriyi okuyunuz. En temel yükümlülüklerinden birini yerine getiren ve başta bölge halkının güvenliğini temin etmeye çalışan hükümetin böyle bir tavrı hak etmediği açıktır. Yine de bize yapılan bir haksızlığı, bize yapılmış olsa bile sineye çekebilirim. Ancak gencecik memleket evlatlarının, canları pahasına sürdürdükleri bu mücadeleye yapılan haksızlığı, o evlatların annelerinin, babalarının, şehit eşlerinin çektiği bu acıyı yok sayan bir tavrı içimize sindirmemiz mümkün değildir.”

AK Parti, Türkiye'nin, 78 Milyon Vatandaşımızın Partisidir

Vatandaşların tamamını adaletle, şefkatle, merhametle, sevgiyle, muhabbetle kucaklayacaklarını dile getiren Davutoğlu, şunları kaydetti: “AK Parti, seçkin bir zümrenin, belli bir sınıfın, belli bir vatandaş grubunun partisi değildir, olmayacaktır. AK Parti, belli bir kavmin, bölgenin veya etnik grubun partisi değildir ve olmayacaktır. AK Parti, Türkiye'nin, 78 milyon vatandaşımızın partisidir. Vatandaşlarımız arasında ayrım yapan kim olursa olsun, AK Parti saflarında barınamayacaktır. Vatandaşımıza, yukarıdan bakan kim olursa olsun AK Parti saflarında yer bulamayacaktır. Vatandaşın helal lokmasına uzanan hiçbir el, AK Parti hareketini lekeleyemez ve aramızda kendisine yer bulamaz. Bizim siyasetimizin esası, milletin emanetini millete layık olarak taşımaktır. Biz milletimizin ekmeğine, aşına, aşkına, itibarına ve güvenliğine bakacağız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ülkemize, insanımıza, şerefle, onurla hizmet edeceğiz. İnşallah önümüzdeki dönemde daha nice reformu, atılımı, hep birlikte sizlerle hayata geçireceğiz.”

İl Başkanımız Selim Temurci, konuşmasının ardından Başbakanımız Ahmet Davutoğlu'na, portresini takdim etti.  Başbakanımız da 7 Haziran ve 1 Kasım seçimlerindeki çalışmalarından dolayı 39 ilçe başkanı ve belediye başkanına teşekkür plaketi vererek, Kadın Kolları ve Gençlik Kolları üyelerimizle hatıra fotoğrafı çektirdi. 

17.01.2016