Başbakanımızın 28 Şubat 2012 Grup Konuşması
Biz aldığımız oyla değil kazandığımız gönüllerle hareket eden bir partiyiz.
Başbakan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde; "Ameliyatımdan sonra geçmiş olsun dileklerini ileten, sevgi mesajlarını gönderen herkese kalpten muhabbetlerimi gönderiyorum. Gençlerimiz Ankara'ya gelişimde bir mesaj verdiler sloganlarıyla, 'Dik dur eğilme bu gençlik seninle' Milletimin bu güveni boşa çıkmayacak, hepsinin içi ferah olsun. Bugüne kadar hep dik durduk, dikleşmedik. Bu can bu bedende olduğu sürece hizmete devam edeceğiz. Biz aldığımız oyla değil kazandığımız gönüllerle hareket eden bir partiyiz. Pazar günü Hocalı katliamını tekrar protesto ettik. Hocalıda katledilen kardeşlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyoruz. Burdan bir kez daha Azeri kardeşlerimize desteğimizi iletiyoruz. İstanbul'daki mitingde marjinal bazı slogan ve pankartların olması Hocalı'ya dair görüşlerimizi değiştirmez. O acıyı anmamızı engellemez. Türkiye'nin bütün vatandaşları etnik kimliğine, dinine ve kökenine bakılmadan eşittir. Taksim'deki mitingde marjinal fikirlerini öne çıkarmak isteyenlere karşı da tetikte olmaya devam edeceğiz. Merhum Hocamız Necmettin Erbakın'ı da seneyi devriyesinde rahmetle anıyor, mekanı cennet olsun diyorum. Haftaiçi birçok dış politika görüşmesi yaptık. Türkiye'nin yoğun çalışmaları neticesinde Somali dünya gündemindeki yerini koruyor. Bizim öncülüğümüzde Londra'da konferans toplandı. Yine haftaiçinde Tunus'ta 60'dan fazla ülkenin katuılımıyla Suriye'nin dostları grubu toplandı. Burada da aktif rol oynadık. Mart ayı içerisinde de İstanbul'da bir toplantı düzenlenecek. Ülkemizin yakın tarihinde maalesef milletçe hatırlamak istemediğimiz tarihler var. 27 Mayıs, 12 Eylül gibi bugün de bir demokrasi faciasının yıldönümünde grup toplantımızda gerçekleştiriyoruz. 28 Şubat demokrasi tarimize bir kara leke olarak yazılmıştır. 28 Şubat müdahalesi 27 Mayıs, 12 Mart ve 12 Eylül'ün devamı niteliğinde aynı ideolojinin yaptığı bir müdahaledir. Milletin iradesi ve milletin kendisi hedef alınmıştır. 28 Şubat'ın ardından çok büyük bir enkaz bırakmıştır. En başta demokrasi ve ekonomi çok büyük yara almıştır. Türkiye yoksulluğa, yoksunluğa, yokluğa mahkum edilmiştir. Yüzlerce insan görüşleri, inançları, kıyafetleri nendeniyle suçlu ilan edilmiştir. Binlerce insan fişlenmiştir. Bürokraside cadı avı başlatılmıştır. Toplumu mühendisliği yapılmıştır. Üniversite kapılarında milletin evlatları rencide edilmiştir. Kılık kıyafettinden dolayı eğitim hakkından mahrum bırakılmıştır. Bizler bugün 28 Şubat'ın mağdurları olarak ayaktayız ve onurla gururla ayaktayız. TBMM 28 Şubat'ın mağduru olarak burada onurlu bir şekilde ayakta. Ama inanın 28 Şubat'ın mimarları toplum karşısına çıkmaktan utanıyorlar. Tarih 28 Şubat'ın sadece mimarlarını değil onların taşeronu STK yöneticilerini, medya üyelerini ve yazarlarını bin yıl boyunca unutmayacaktır. Onları bin geçse de affetmeyecektir. 12 Eylül'ün yargılanması için yolu açılmıştır. Hiç kimsenin şüphesi olmasın 28 Şubat'la da hesaplaşılacaktır. AK Parti Gençlik Kongresinde kullandığım üstad Necip Fazıl'ın ifadeleri üzerinden bir kısım fırtına kopartıyor. Ne diyor üstad, "Dilinin, dininin, ırzının, kininin davacısı bir nesil" diyor. Bazı CHP'liler nasıl olduysa Yunus Emre'yi hatırlamış bize. Biz kime karşı Yunus Emre ile kime karşe Köroğlu, Dadaloğlu ile cevap vereceğimizi iyi biliriz. Biz mazluma karşı Yunus Emre ile zalime karşı Dadaloğlu ile Köroğlu ile konuşuruz. Vesayetçi sistemin, özellikle millet iradesine musallat olmasına hiçbir zaman izin vermeyeceğiz. Demokrasilerde karar da yetki de milletindir. Demokrasi dışı kurumların yasama, yürütme, yargıya müdahale etmeye hakkı yoktur. Vesayetçi anlayışa müsaade etmeyiz. Genç nesillerin istikbalinin gölgelenmesine izin vermeyiz. Kendisini milletin üzerinde gören seçkinci, ukala zihniyet millet iradesini zedelemekten çekinmedi. Kurukltaylarında bile demokrasi yok. Ama peki, demokrasiye bu kadar aşıktınız da 28 Şubat'ta neredeydiniz? 27 Mayıs'^ta ne yaptınız? Bunların demokrasi anlayışı platonik. CHP'nin jetonu geç düşüyor. Yazar merhum Oğuz Atay'ın bir lafı var: "Türk solu geç kalkar çünkü bir gece önce çok içmiştir." Bakın ben demiyorum Oğuz Atay diyor. Bunlar 28 Şubat'a da geç uyandılar. Ergenekon konusunda da geç uyanacaklar. O zaman biz de onlara günaydın diyeceğiz. Kaset operasyonundan sonra iktidara gelen bir genel başkanının vesayete karşı duruşunu zaten hiç beklemedik. Kılıçdaroğlu, geçmişleriyle gurur duyduklarını söyleyerek tek parti dönemine sahip çıktı. Dersim katliamından dolayı da İstiklal Mahkemeleri konusunda da gurur duyuyor musunuz? CHP'den aldığı enkaz ülkeyi 10 yılda Türkiye'yi ayağa kaldıran Demokrat Parti'ye yaptığınız 27 Mayıs darbesiyle de gurur duyuyor musunuz? Başbakan CHP'den korkuyor bize ayrıyor bütün konuşmalarını diyorlar. Yahu aynaya bakın aynaya, millet dizi izlemeyi bıraktı sizi izliyor. Entirika, kumpas ne ararsanız var. Tekrar söylüyorum biz Kılıçdaroğlu'dan ziyadesiyle memnunuz. CHP'den çok memnunuz. CHP'nin başında böyle bir genel başkan olduğu sürece biz gücümüze güç katacağız. Kurultayda çok ilginç bir şekilde kürsünün önünde kendi vekillerinden biri linç ediliyor. Kılıçdaroğlu şirazesinden çıkmış bir şekilde korumalara "Beni CHP'lilerden korumayın" diyor. Yahu orada linç edilen senin kendi milletvekilin. Konuştuğu kürsünün önünde kendi milletvekili tartaklanıyor Kılıçdaroğlu engel olacağı yerde konuşmasında bize hakaret ediyor. Menderes döneminde Özal döneminde milletin genç, fakir, zeki çocukları iyi üniversitelerde okuyarak bir yerlere geldiler. İşte 28 Şubat bu duruma da müdahale etmiştir. Bu ülkenin, bu milletin çocukları okumasın, iyi yerlere gelmesin diyen elitist, seçkinci bir anlayışın ürünüdür. 4+4+4 sistemi 28 Şubat'ın eğitime verdiği tahribatı onaracaktır. Üç kademeli eğitim Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu en modern eğitimdir. 4+4+4'e malum çevrelerin tepkisi Türkiye gerçeklerinden uzak. Yapılan bir reform karşısında CHP'nin statükoyu savunmasına alımış durumdayız. Ama 8 yıllık kesintisiz eğitimin mimarlarından TÜSİAD'ın bu reforma karşı çıkması ilginç. Kusura bakma TÜSİAD senin istediğin olmayacak. Milletin dediği olacak. Sıkılmadan şunu söylüyorlar, el insaf. 9 yıllık raporlara bir bakar insan. Secaat eylerken sirkartin söylüyorsunuz. TÜSİAD önce 28 Şubat'taki rolünü sorgulasın. TÜSİAD önce 28 Şubat'taki ekonomik krizdeki payını sorgulasın. Bu yeni sistemde kız çocuklarının dışarıda kalmasını savunmak saçmalıktır. Dertleri başka, dertleri ideoloji. Okullaşma oranı özellikle de kız çocuklarındaki okullaşma oranı AK Parti döneminde rekor seviyelere ulaşmıştır. Bunları biliyor musun TÜSİAD? Türkiye2de kız çocuklarının okullaşma oranı erkek çocuklarının okullaşma oranından daha fazla. En fazla yatırımı eğitime yaptık. Bu şekilde saldırmak bakar kör olmaktır. Terörle mücadele konusunda, güvenlik kurumları arasında bir çatışma varmış gibi göstermek Türkiye'ye bir yarar sağlamaz. Uludere'deki kardeşlerimizi unutmadığımızı da belritmek isterim. En az onlar kadar acı hadisenin aydınlatılmasını bekliyoruz. Uludere'deki ve bölgedeki kardeşlerimiz merak etmesin. Bu süreç, hukuk süreci netleşecektir.